Suçun derebeyleri - Soner Yalçın - Sözcü


Suçun derebeyleri - Soner Yalçın - Sözcü

Play all audios:


JEAN ZIEGLER (d.1934)... İsviçreli sosyolog... Gençliğinde Kübalı devrimcilere hayrandı; CHE GUEVARA’nın Cenevre’de gönüllü şoförlüğünü yaptı. İsviçre Ulusal Konseyi’nde uzun yıllar SOL


MILLETVEKILI olarak bulundu. Birleşmiş Milletler’de gıda hakkı özel raportörü ve insan hakları danışma konseyi üyesi olarak on küsur yıl görev yaptı. Halen beyaz yakalı suçları hedef alan 


BUSINESS CRIME CONTROL danışma kurulu üyesi. Ülkemizde, “İsviçre Daha Beyaz Yıkar”, “Suçun Derebeyleri”, “Dünyanın Yeni Sahipleri” kitaplarıyla tanındı... SUÇUN DEREBEYLERI kitabında şunu


yazdı: -“ABD Stratejik Hizmetler Bürosu (OSS/ ClA) İkinci Dünya Savaşı döneminde 1943’te Sicilya’ya çıkartma yapmak için MAFYA ile anlaştı. Mafya, ÇIKARMA KUVVETLERINI karşılayacak ve


hedeflerine varmalarında rehberlik yapacaktır. OSS, başta LUCKY LUCIANO olmak üzere New York’taki Sicilya asıllı mafya babaları ile görüşür. Sonuçta Alman garnizonlarının tam yerini gösteren


 YEREL MAFYA sayesinde büyük başarı elde ederler. Savaştan sonra Sicilya’nın babası CALOGERO VIZZINI, Amerikan komutana ‘ONURLU INSANLARI’ belirten liste verir. Amerikan karargâhı listede


adı geçen ‘MAFIOSO’ları adanın çeşitli kent ve kasabalarına BELEDIYE BAŞKANI olarak atar! Ardından İtalya’da Sicilya mafyası şaşırtıcı dokunulmazlığa sahip olur. KOMÜNIZME ŞIDDETLE KARŞI


OLAN BABALAR, İtalya’yı 1945’ten 1992’ye kadar yöneten Hıristiyan Demokrat yöneticiler tarafından el üstünde tutulur. MAFYA (ve DIN kurumu), SOĞUK SAVAŞ boyunca müttefik olarak tanınır...”


BÖYLECE... İtalya’da devlet mafya olurken, mafya da devletleşir! Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra İtalya “BEYAZ ELLER” operasyonuyla bunun önüne geçmeye çalışsa da tam başarı kazanamaz.


Ya Türkiye? KURTLAR VADİSİ JEAN ZIEGLER kitapları size önemli farkındalık sağlar. Türkiye’de “mafya” olgusu konusunda ÖNEMLI BIR HATA yapılıyor. Deniyor ki: Ülkedeki meşru güç odağı


DEVLETIN, ülkedeki gayri meşru güç odağı MAFYA ile ilişkisinin HER DEVIRDE kullandığı gerekçesi DEVLETIN BEKASINI sağlamaktır. Bu yargıya itirazım var! Devlet mafya ilişkisini SALT GÜVENLIK


SORUNUNA indirgemek NEOLIBERALIZMIN örtüsüdür! Bakınız: Kanlı 1990’lardan çıkmıştık. RACI ŞAŞMAZ-BAHADIR ÖZDENER ile buluştuk; “Bir Amerikan dizisinin uyarlamasını yapacağız, birlikte


çalışalım” istediler. Dedim ki: -“Türkiye’de ‘KABADAYI’ nedir, ‘TETIKÇI-ÇETECI’ nedir, ‘MAFYA’ nedir; tanımlar birbirine karıştırıldı. Tetikçiye- çeteye ‘mafya’ deniyor. Bunu anlatacak yerli


dizi yapalım.” “Kurtlar Vadisi” bu tartışmalardan doğdu. Dizi, Türkiye tarihinde ILK KEZ MAFYA OLGUSUNU, saygın işadamı “MEHMET KARAHANLI” karakteri ve onun oluşturduğu “BARONLAR KONSEYI” 


üzerinden anlattı. Mafya-kapitalizm ilişkisini gözler önüne seren dizi bu sebeple, (Andy Garcia ile Sharon Stone oyunuyla) suçun derebeyleri AMERIKAN KONSEYI’ne kadar uzandı... JEAN ZIEGLER 


kitaplarında önemli tespitte bulunur: Kişiye değil, SISTEME odaklanmak gerek; kapitalizm, mafyasız yapamaz! Bu ekonomi-politik, IHTIYAÇ DUYDUĞUNDA zora dayalı yeraltı dünyasını müttefik


görür, işbirliği yapmaktan çekinmez. Her türlü adaletsizliğe göz yumulmasının sebebi, mafyanın yarattığı ranta ihtiyaç duymalarıdır. Kuklaya değil, kuklayı oynatan IPI TUTAN ELE bakılmalıdır


yani... SEDAT PEKER 12 Eylül 1980 darbesi Turgut Özal ile birlikte neoliberalizmi Türkiye’ye dayattı. Piyasayı “özgürleştirmek” adına gayri meşru yapılara operasyon düzenlendi, hapse


atıldılar. Ki bu çevrelerle “ittifak” yapan IŞADAMLARIM da cezaevine boyladı. Piyasa temizlendi! Sonra ne oldu? Önce BANKERLER sonra HAYALI IHRACATÇILAR ortaya çıktı. Ardından ÇEK-SENET


ÇETELERI türedi. Sistem yürümüyordu çünkü. Uyuşturucu ticareti ve legalleştirilen kumarhanelerden kurtuluş yolu arandı. Ki bu arada hedef şuydu: Neoliberalizmin amacı; HUKUK-EMNIYET GIBI TÜM


KURUMLARIYLA ulus devleti yıkmaktı. O dönemin faili meçhullere “izin verilmesinin” sebebi sadece GÜVENLIK gerekçesiyle açıklanamaz. (Ki bu tespit emniyet gerekçesiyle cinayetler işlendiği


gerçeğini yok etmez.) -Bilinçli ya da bilinçsiz- devlete güveni yıkarak ülkeyi bölmek istediler. Bugün görüyoruz: İktidarlar değişse de neoliberalizm ekonomisinden beslenenler- bu sisteme


muhtaç olanlar, SUÇ ENDÜSTRISIYLE işbirliğini sürdürmeye devam ediyor... Şunu demek istiyorum: Sedat Peker YARA üzerindeki IRINI patlatıyor. Yaranın bir EKONOMIK-POLITIK SISTEM ÜRÜNÜ 


olduğunu gözden kaçırmayınız. Suçun derebeyi, neoliberalizmdir... Kolunu mafyaya kaptıran İtalya’nın hâlâ kurtuluşu sağlayamamasının sebebi de budur.