Hanau'da bir alman silahla türk iş yerine girdi!


Hanau'da bir alman silahla türk iş yerine girdi!

Play all audios:


Almanya’nın Hanau kentinde 43 yaşındaki Tabias Rathjen isimli Alman vatandaşı, 19 Şubat günü, dört yeri basarak 9 kişiyi öldürmüştü. Yaşamını yitirenlerden dördünün Türk, diğerlerinin de


göçmen kökenli olduğu açıklanmıştı. GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI Polise iletilmediği belirtilen silahla bir Türke ait iş yerine girme olayına ait görüntüler ortaya çıktı. Neonazi katil Tobias


Rathjen, kanlı saldırıdan dört gün önce belinde silahla Kurt-Schumacher Caddesi’ndeki barda görüntülenmişti. Katil Tobias, bu keşiften bir hafta sonra, Heumarkt’taki iki kafe ve nargile


barı, ardından da keşif yaptığı Midnight Bar’ı basmıştı. Bu keşif olayının bir benzerinin 14 Mart’ta yaşandığı aktarıldı. Neonazi katil Tobias Rathjen’in, 19 Şubat günü saat 22.00


sıralarında ilk silahlı saldırıyı gerçekleştirdiği yerin tam karşısındaki City Kiosk’a, alkollü bir Alman gencinin belinde silahla girdiği belirtildi. Keşif sırasında büfenin sahibi Özcan


Rutbil, bir müşterisi tarafından, "Abi sağ tarafında silah var" diye uyarıldı. Hanau’nun üzerindeki yas dağılmıyor. Ünlü Hanau Meydanı’ndaki masalcı Grimm Kardeşler’in önünde her


gün yeniden mumlar yakılıyor, yazılar asılıyor. Ölenler anılıyor. FOTO: SÖZCÜ BÜFE SAHİBİ: DIŞARI ÇIKTIK, SİLAHI ÇEKTİ Alkollü içki almaya gelen ve yakınlarda oturduğu belirtilen Alman genç,


Özcan Rutbil tarafından dışarı çıkarıldı. Alman vatandaşının dışarı çıkartılırken silahı çekerek Özcan Rutbil’e, "Buraya sizi korumaya geldim" dediği aktarıldı. Büfe sahibi Rutbil


ve müşterilerin büyük şok yaşadığı ifade edilirken Özcan Rutbil, uzun süre kendilerine gelemediklerini belirtti. SÖZCÜ’ye silahlı kişinin görüntülerini gösteren Rutbil, kanlı saldırıdan


sonra kentte 'tuhaf şeyler' yaşandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: * Burada 19 Şubat’tan beri hayat durdu. * Coronadan önce işlerimiz sıfırlandı. * Tüm Heumarkt ve


Kraemerstr esnafı olarak mağduruz. * Bu yetmezmiş gibi tuhaf olaylar oluyor. * Polis, yaklaşık bir ay önceye kadar bölgede nöbetteydi. * Halen olay yerine çiçek bırakanlar var ama artık


polis yok. Katil Tobias Rathjen’in ilk saldırdığı Heumark’taki barların önü de çiçek bahçesi ve anma yazılarıyla dolu. FOTO: SÖZCÜ MÜŞTERİ "SİLAHI VAR" DEDİ Olayın halen tam


aydınlatılamadığını ve hayatlarından endişe ettiklerini belirten Özan Rutbil, yaşadıklarını şöyle aktardı: * 14 Mart gecesi, bir elinde votka olan Alman genç büfemize geldi. * İçki almak


istediğini söyledi. Kendisini mahalleden biliyorum. Yüzü tanıdık. Siparişi alırken fark etmemişim. * Bir müşteri, 'Sağ tarafında silah var' dedi. * Hemen yanına gidip dışarı


çıkardım. * Dışarı çıkarken, silahı çıkarıp eline aldı. Sarhoştu. * Bana, 'Sizi korumaya geldim' dedi. * Silah gerçek mi, değil mi bilemedik. Çünkü, kuru sıkı silahlarla gerçeği


ayırmak mümkün değil. * İlk saldırıda da, Neonazi katilin kullandığı silahı kuru sıkı zannetmiştik. * Sonra gençleri kanlar içinde görünce, olayın vahametini anlayabildi. Olayı henüz polise


bildirmediklerini, şahsı tanıdıkları için de bugüne kadar sustuklarını belirten Rutbil, şöyle konuştu: * Zaten polisi arasak da, telefonda yarım saat sorgulanıyoruz. * Kimsiniz, niye


arıyorsunuz gibi. * Aramaktan da korkar olduk. * O kanlı olaydan sonra 4 kez ifademi aldılar. * Hep aynı şeyleri soruyorlar. * Biz değil de, bir Alman arasa, hemen koşuyorlar. * Biz arayıp


derdimizi anlatana kadar olay çoktan olmuş oluyor. "O SİLAHI ATEŞLEYEBİLİRDİ" "Ama sarhoşken, alkolün etkisiyle ateş edebilirdi de“ ifadelerine karşılık Rutbil, "Tabii


her şey olabilir. Halen de olabilir. Tüm Türkler tedirginiz“ cevabını verdi. DİKKAT ÇEKEN İKİ "GİZLİLİK" GEREKÇESİ Öte yandan Sedat Gürbüz, Fatih Saraçoğlu, Ferhat Unvar, Gökhan


Gültekin, Mercedes Kierpacz, Kaloyan Velkov, Said Nesar Hashemi, Vili Viorel Păun, Hamza Kurtović’in ailesinin olayın üstünden yaklaşık 70 gün geçmesine rağmen soruşturma dosyalarına


ulaşamadığı belirtildi. Alman makamlarına göre, bu durumun iki gerekçesi var: * 1) Soruşturmanın gizliliği ve delillerin karartılması şüphesi. Yani, soruşturmanın tehlikeye düşebileceği


riski… * 2) Alman yasalarına göre, ölmüş olan zanlıya soruşturma, dava açılamaması. AVUKATLAR SORUYOR, SAVCI SUSUYOR Birçok ailenin daha önce NSU çetesi mağdurlarını savunan avukatlarla


anlaştığı belirtilirken onların da dosyalara erişemediği ifade edildi. Avukatların şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: * Madem, ölmüş zanlıya dava açılamıyor. Madem ölüp gitmiş, o zaman


soruşturmanın tehlikeye düşeceğini nasıl öne sürüp de dosyaya gizlilik kararı koyabiliyorsunuz? * Soruşturmayı yürüten başsavcılık ve Asayiş Polisi olarak, Tobias Rathjen’in tek katil


olduğunu söylüyorsunuz, o zaman dosyadaki gizlilik kararını neden kaldırmıyorsunuz? Özcan Rutbil’in işlettiği City Kiosk (büfe) binanın altındaki yer. Silahlı Alman, 14 Mart günü buraya


geldi. Bu olay da halen aydınlatıbilmiş değil. FOTO: SÖZCÜ AİLELERE "BABAYA YAKLAŞMAYIN" UYARISI Alman Asayiş Polisi müdürlerinin ailelerle tek tek görüştüğü ve onlara


"intikam peşinde koşmamalarını, katilin babasına bu gözle bakmamalarını söylediği" belirtildi. Öte yandan bir kurban yakını SÖZCÜ’ye şunları söyledi: * Polis bize geldi. * Babanın


olayla ilgisi olmadığını, intikam alınması gibi bir düşüncenin yanlış olacağını anlattı. * Acımızı paylaşmalarından vazgeçtik. * Bizi suç işleme azmi olan kişiler gibi görmeleri şok etti. *


Türkler ya da yabancılara bakışları maalesef bu. HANAU MEYDANI’NDA YAS SÜRÜYOR Hanau'nun meydanındaki Grimm Kardeşler heykelinin çevresine her geçen gün yeni mumlar konuluyor, anma


yazıları asılıyor. Heykelin çevresinden geçen herkesin hüzünlü olduğu görülüyor. Saldırıya uğrayan kafe, nargile bar ve büfelerin önde de anmaların yapıldığı belirtilirken kentte "Asıl


bu olayı unutursak, sizleri öldürmüş oluruz" yazılarıyla karşılaşılıyor.